ANKARA KALESİ
REFERANDUM
SÜRECİ
Prof. Dr. ANIL Ç E Ç E N
08 Ağustos 2017-Anayurt Gazetesi, Ankara
S-1-Bugünün koşullarında
referanduma gidilmesini nasıl
karşılıyorsunuz ?
C-I- Bugünün konjonktüründe
bir anayasa referandumuna gidilmesi
Türkiye’nin gerçek gündemi değildir . Küreselleşme süreci ile birlikte
terör ve sıcak savaş gelişmelerinin birbirini izlediği bir aşamada Türkiye’nin daha güvenliğe önem veren bir yol
izlemesi gerekirken, beraberinde yeni bazı sıcak tartışmaları ortaya çıkaran ve yirmiye yakın yeni düzenleme ile anayasal düzeyde bir referandum
uygulaması, Türkiye’nin hem bölgenin
hem de kendisinin gerçek gündeminin dışına çıkmasına neden olmuştur. Bu yönü ile kafası karışan Türk halkının çekingen davrandığı ve
referandum ile birlikte eskisinden çok farklı bir devlet yapılanması ile
karşılaşmaktan kaçındığı göze
çarpmaktadır . Türk halkı bu açıdan iyi düşünmek durumundadır .
S-2-Referandum ile anayasa değişikliğine gitmenin zamanı
geldi mi ?
C-2- I982 anayasası daha önceleri on sekiz kez değişerek
yepyeni bir anayasal metin haline geldiği düşünülürse , yeni bir anayasa
değişikliğine Türkiye’nin ihtiyacı yoktur . Yarım yüzyılı aşkın bir süre devam
eden Avrupa Birliği üyelik adaylığı aşamasında ,Türkiye Cumhuriyeti Avrupa düzeyinde modern bir anayasaya sahip olmuştur
. Özellikle insan hakları alanında gelişmeler anın da tespit edilerek Türkiye
Cumhuriyeti anayasasına aktarılmış ve
böylece Türk devleti çağın en ileri
anayasaları düzeyinde temel bir hukuk
belgesine sahip olabilmiştir .Avrupa birliğine tam üye olabilmenin ön koşulu
olan çağdaş anayasal yapılanmayı Türk devleti gerçekleştirerek , Avrupa Birliğine girme aşamasına gelmiş ama
Avrupa’nın ileri görünümlü emperyal devletleri olan Almanya,Fransa ve
İngiltere’nin hegemonik yaklaşımları ve engellemeleri yüzünden bir türlü Türkiye’nin Avrupa kıtasal birliğine tam üye
olarak katılması bugüne kadar mümkün olamamıştır .Avrupa
Birliğine üye olma konusu geride kaldığına göre yeni bir anayasa değişikliğinin
zamanı gelmemiştir .
S-3-Orta Doğu planları ya da hesapları doğrultusunda Türk
anayasası değişebilir mi ?
C-3-Orta Doğu
dünyanın merkezi bölgesinde yer alan bir bataklık alanıdır . Tarihin ilk
dönemlerinden bu yana Orta Doğu’da hem savaş hem de her türlü siyasal
çekişmeler birbiri ardı sıra gündeme gelmiştir . Orta Doğu bataklığına bir
giren bir daha çıkamamış ve bu sıcak bölgenin yaşadığı her çekişme bölgeye
giren devletleri fazlasıyla uğraştırmıştır .Bu bölgeye Türkler önceleri onuncu
yüzyılda Selçuklu İmparatorluğu ile girmişler ve daha sonraki aşamalarda da hem
Osmanlı İmparatorluğu hem de Türkiye Cumhuriyeti devleti sayesinde bin
yıllık bir hükümranlığın yürütücüsü olmuşlardır . Bu nedenle , Osmanlı
İmparatorluğu sonrasında savaş alanına dönen Türkiye’nin yeniden bölgeye
dönebilmesi doğrultusunda Yeni Osmanlı vizyonları geliştirilmeye
çalışılmaktadır . Merkezi alanda Büyük Orta Doğu Projesi isteyen Amerika
Birleşik Devletleri ile onun yavrusu olan İsrail’in Büyük İsrail imparatorluğu
kurma girişimleri de , Türkiye
Cumhuriyetini yeni bir anayasal yapılanmaya doğru sürüklemektedir . Küreselleşme dönemi ile birlikte bölgeye
gelen ABD ve İsrail ikilisinin planları doğrultusunda Türkiye’de bölgedeki yeni
planlara uydurulmaya çalışıldığı için , Türk ulusunun önüne yepyeni bir
anayasal düzenleme , referandum
uygulaması ile gündeme getirilmektedir . Avrupa Birliği için
gerçekleştirilen on uyum paketi sayesinde değiştirilmiş olan Türk anayasası
yeni dönemde bu kez Avrupa değil ama Orta Doğu yapılanması üzerinden gündeme getirilmektedir .
S-4- Tam bu aşamada
referandrumzorunlumuydu ?
C-4-Anayasada belirtilen çoğunluk oyları ile anayasa
değişikliği Türkiye Büyük Millet
meclisinde üçte iki çoğunluk sağlaysaydı , o zaman referanduma gerek
kalmadan anayasa değişikliği gerçekleşir
ve gerekli olan süreç tamamlandıktan
sonra yeni anayasal düzenlemeler hayata
geçerilirdi . Ne var ki , bu
çoğunluk Meclis oylamalarında
sağlanamadığı için , yeni anayasa
maddelerinin Türk halkının onayına sunulması zorunlu hale gelmiş ve bu
yüzden referandum süreci başlatılmıştır
. Halk kitlelerinin doğrudan doğruya
sandığa giderek kullanacağı oylar ile , yeni anayasa değişiklikleri referandum
uygulaması üzerinden yürürlüğe girmiş olacaktır . Üçte iki çoğunluğu Mecliste
sağlayamayan anayasa değişikliklerinin referandum yolu ile
kesinleştirilmeleri bugünkü Türkiye
Cumhuriyeti anayasasının gerekli
olan düzenlemesidir .
S-5- Referandum süreci nasıl geçiyor ?
C-5-Halk oylamasına bir aydan fazla bir süre kalmışken ,
yaşanan olaylar ve gelişmeler dikkate alındığında referandum sürecinin beklendiği gibi geçtiği
söylenebilir . İktidar partisi “Evet” için kampanyalarını gerçekleştirirken ,
muhalefet partileri “Hayır” için yeni politikalar geliştirerek halk kitlelerini kendi yanlarına çekmeye
çalışmaktadırlar . Bazan kampanyaların sertleşmesiyle beraber halk kitleleri
içinde sıcak olaylar ortaya çıkabilmekte ,bazan da yıllar süren demokratik rejimin bir kazancı
olarak siyasal propoganda uygulamalarının belirli bir olgunluk düzeyinde
gerçekleştiği görülmektedir . Şimdiye kadar
çok fazla sorunun yaşanmadığı bir süreç içerisinde referandum uygulaması
tamamlanmaya çalışılırken ,sürecin sonuna doğru gelişmelerin hem hızlanacağı
hem de sertleşeceği gibi bir olumsuz beklenti kamuoyunda yavaş yavaş ortaya
çıkmaktadır . Siyasal çevrelerin ve özellikle partilerin izleyeceği yollar
referandum sürecinin netleşmesinde etkili olacaktır . Daha önceki dönemlerde
yaşanan referandum süreçlerinden bugüne yansıyan siyasal deneyimler , sürecin
şimdiye kadar olaysız ve çatışmasız tamamlanması için elverişli bir ortam
yaratmıştır . Türk toplumu beklenmedik
bir biçimde önüne çıkan referandum olgusunun , olaysız ve belasız
tamamlanabilmesi için elinden gelen özveriyi göstermektedir .
S-6- Referandum nasıl
sonuçlanabilir ?
C-6- İktidar partisi
kendisini diğer partilerden ileride göstererek kesin olarak “evet “ oylarının büyük bir
çoğunluk ile halkın olumlu yaklaşımını öne çıkaracağını ileri sürürken , muhalefet partileri de “Hayır “ için çalışmalarını giderek
artırırken , “Hayır” oylarının ülkenin
hayrına olacağı temasını sürekli olarak işlemektedirler . On beş yıllık
iktidarın getirmiş olduğu yorgunluk ve yıpranma payı yüzünden iktidar partisinin durumu kamuoyunda tartışma
konusu olurken , muhalefet partileri de
genel seçimlerde yenemedikleri iktidar partisini referandum sırasında geride bırakabilmenin
arayışı içine girmişlerdir . Demokratik
rejimin vazgeçilmez unsuru olan siyasal partiler iktidar ve muhalefet kanatları
olarak kamplaşırken , meclisteki dördüncü parti olan milliyetçi partinin ,
iktidardaki ılımlı islam partisinin doğrultusuna girerek , referandumda “evetçi” cepheye dahil olması yeni
siyasal gelişmeleri gündeme getirmiştir . Yirminci yüzyılın sonlarında
Türkiye’de gündeme gelmiş olan askeri dönemin Türk-İslam sentezcisi
politikaların bugünün koşullarında , milliyetçi ve İslamcı partiler
arasında yeniden güncelleştirildiği görülmektedir . Bu
referandum sayesinde bir araya gelmiş olan iki partinin önümüzdeki seçimler
döneminde ortak bir liste ile hareket edeceği ve önemli bir oranda milliyetçi
bir grubun iktidar partisinin listeleri üzerinden meclise girebileceği
daha şimdiden tartışma konusu haline
gelmiştir .Referandum’un “evet” ile
sonuçlanması durumunda ortaya çıkabilecek erken seçim aşamasında bu iki
partinin birlikteliğini siyasal
bütünleşme ile sonuçlanabilecektir .
S-7-Referandumdan “evet “
çıkarsa ne olur ?
C-7-Referandumdan “evet” çıkması durumunda iktidar partisinin yeni siyasal programı
hayata geçme şansını yakalayacaktır . Bu durumda parlamenter demokrasiden
başkanlık rejimine geçilecektir . Batı ülkelerinde görüldüğü gibi başkanlık
sistemleri nasıl oralarda eyaletler
üzerinden federasyon tipi devlet yapılanmalarına
yol açıyorsa Türkiye’de güney bölgesinde
oluşturulmaya çalışılan yeni kantonlar ya da eyaletler üzerinden gelecekte bir
federasyon yapılanmasına sahne olabilecektir .Batı blokuna dahil olan emperyal
devletlerin merkezi bölgede oluşturmaya çalıştıkları federal yapılanmanın ,Türkiye’de
de uygulamaya geçme aşamasına geldiği görülebilecektir . Türkçü ve İslamcı
politikaların birlikte yürütüldüğü bir yeni dönemde Türkiye hem İslam
dünyasında hem de Türk dünyasında daha
etkili politikalar geliştirme arayışına girecektir . Yıllardır Orta
Doğu’nun Müslüman ülkelerinde
geliştirilmeye çalışılan Yeni Osmanlı vizyonuna paralel olarak , bu kez Türk
dünyasında da yeni bir Avrasya
siyasetini kendiliğinden öne
çıkaracaktır . Rusya , Çin ve Hindistan gibi yeni emperyal güçlerin Avrasya
bölgesine yönelik saldırgan
politikalarını dengeleyebilecek ve
Avrasya dayanışması doğrultusunda geliştirilecek yeni politikalar ile Türkiye eskisinden çok
daha farklı bir konuma gelebilecektir .
S-8- Referandumdan
“Hayır “ çıkarsa ne olur ?
C-8-Aydın kamu oyu bu durumun Türkiye için hayırlı olacağını
, on beş yıllık iktidarın getirmiş olduğu
hegemon tek parti sistemi ile birlikte
ortaya çıkmış olan parti devleti
uygulamalarına son verilebileceği
tartışma konusu olarak öne
çıkmaktadır . Anayasa değişikliğinin red edilmesiyle birlikte parlamenter
demokrasinin güçleneceği ve bu
doğrultuda meclisin de eskisine oranla daha
güçlü bir konuma geleceği yeni
bir dönem başlayacaktır .Başbakan ve hükümet konumunu korayacak ve böylece ülke tek adam rejimine sürüklenmekten
kurtulmuş olacaktır . Halk egemenliği eskisi gibi devam edecek , yasama
organının görevlerinin başkanlık makamına terk edilmesi gibi tekelci yaklaşım devreye giremeyecektir . Avrupa
kıtasının yanıbaşında kurulmuş bir
cumhuriyet devleti olarak
Türkiye’nin daha demokratik bir siyasal yapılanma ile yoluna devam etmesinin
önü açılabilecektir . Türk devletinin kurucuları tarafından getirilmiş olan
ulusal , üniter ve merkezi yapılanması anayasanın değişmez ilkelerinde
varlığını koruyacak ve bu doğrultuda ulusal kurtuluş savaşı sırasında Türk
ulusunun kazanmış olduğu hakların korunması eskisi gibi anayasal koruma altında
gerçekleştirilecektir .
S-9- Referandum
ertelenebilir mi ?
C-9- Referandumun ertelenmesi olgusu önümüzdeki günlerde
gündeme gelebilir ve iktidar partisi bu doğrultuda yeni bir karar vererek ve
referandumu olağanüstü hal durumunu dikkate alarak geleceğe bırakabilir . Suriye’de tırmanan
savaş durumu ya da güneydoğu bölgesinde terör gibi sıcak konular gerekçe
gösterilerek savaş hali durumu ortaya çıktığı var sayılarak referandum ertelenebilir . Nitekim bu
doğrultuda bazı muhalefet partisi milletvekilleri önümüzdeki günlerde bir
erteleme kararı ile referandumun geleceğe bırakılabileceğini açıkça ifade
etmişlerdir .Yeni dünya düzeni daha tam olarak belirlenmeden köklü bir anayasa değişikliğine gitmenin ,
Türkiye için yeni süreçte zaaf yaratabileceğinin anlaşıldığı aşamada gene referandumun ertelenmesi gündeme
gelebilir . Erteleme iktidar için bir zaaf olmayacak aksine , Türkiye’nin zaaf
durumuna sürüklenmesini önleyecektir . Kamu oyu oluşturma şirketlerinin
ortalığı karıştırmalarına fırsat vermeyerek
daha serin kanlı bir
değerlendirme, erteleme kararı yoluna doğru Türk demokrasisini yönlendirecektir .Erteleme
sonrasında ortaya çıkacak yumuşama ortamı erken seçim için elverişli olacaktır
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder