13 Ağustos 2018 Pazartesi

ANKARA KALESİ "REFERANDUM SÜRECİ" Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN (08 Ağustos 2017-Anayurt Gazetesi, Ankara) Bugünün konjonktüründe bir anayasa referandumuna gidilmesi Türkiye’nin gerçek gündemi değildir . Küreselleşme süreci ile birlikte terör ve sıcak savaş gelişmelerinin birbirini izlediği bir aşamada Türkiye’nin daha güvenliğe önem veren bir yol izlemesi gerekirken, beraberinde yeni bazı sıcak tartışmaları ortaya çıkaran ve yirmiye yakın yeni düzenleme ile anayasal düzeyde bir referandum uygulaması, Türkiye’nin hem bölgenin hem de kendisinin gerçek gündeminin dışına çıkmasına neden olmuştur.


ANKARA KALESİ
REFERANDUM 
SÜRECİ
Prof. Dr. ANIL Ç E Ç E N
08 Ağustos 2017-Anayurt Gazetesi, Ankara
S-1-Bugünün koşullarında   referanduma  gidilmesini nasıl karşılıyorsunuz  ?
C-I- Bugünün konjonktüründe  bir anayasa referandumuna gidilmesi  Türkiye’nin gerçek gündemi değildir . Küreselleşme süreci ile birlikte terör ve sıcak savaş gelişmelerinin birbirini izlediği bir aşamada  Türkiye’nin daha güvenliğe önem veren bir yol izlemesi gerekirken, beraberinde  yeni bazı sıcak tartışmaları  ortaya çıkaran  ve yirmiye yakın yeni düzenleme ile  anayasal düzeyde bir referandum uygulaması, Türkiye’nin hem bölgenin hem de kendisinin gerçek gündeminin dışına çıkmasına  neden olmuştur. Bu yönü ile kafası karışan Türk halkının çekingen davrandığı  ve  referandum ile birlikte eskisinden çok farklı bir devlet yapılanması ile karşılaşmaktan  kaçındığı göze çarpmaktadır . Türk halkı bu açıdan iyi düşünmek durumundadır .
S-2-Referandum ile anayasa değişikliğine gitmenin zamanı geldi mi  ?
C-2- I982 anayasası daha önceleri on sekiz kez değişerek yepyeni bir anayasal metin haline geldiği düşünülürse , yeni bir anayasa değişikliğine Türkiye’nin ihtiyacı yoktur . Yarım yüzyılı aşkın bir süre devam eden Avrupa Birliği üyelik adaylığı aşamasında  ,Türkiye Cumhuriyeti Avrupa  düzeyinde modern bir anayasaya sahip olmuştur . Özellikle insan hakları alanında gelişmeler anın da tespit edilerek Türkiye Cumhuriyeti anayasasına  aktarılmış ve böylece  Türk devleti çağın en ileri anayasaları düzeyinde temel bir  hukuk belgesine sahip olabilmiştir .Avrupa birliğine tam üye olabilmenin ön koşulu olan çağdaş anayasal yapılanmayı Türk devleti gerçekleştirerek  , Avrupa Birliğine girme aşamasına gelmiş ama Avrupa’nın ileri görünümlü emperyal devletleri olan Almanya,Fransa ve İngiltere’nin hegemonik yaklaşımları ve engellemeleri  yüzünden bir türlü  Türkiye’nin Avrupa kıtasal birliğine tam üye olarak  katılması  bugüne kadar mümkün olamamıştır .Avrupa Birliğine üye olma konusu geride kaldığına göre yeni bir anayasa değişikliğinin zamanı gelmemiştir .
S-3-Orta Doğu planları ya da hesapları doğrultusunda Türk anayasası değişebilir mi ?
C-3-Orta  Doğu dünyanın merkezi bölgesinde yer alan bir bataklık alanıdır . Tarihin ilk dönemlerinden bu yana Orta Doğu’da hem savaş hem de her türlü siyasal çekişmeler birbiri ardı sıra gündeme gelmiştir . Orta Doğu bataklığına bir giren bir daha çıkamamış ve bu sıcak bölgenin yaşadığı her çekişme bölgeye giren devletleri fazlasıyla uğraştırmıştır .Bu bölgeye Türkler önceleri onuncu yüzyılda Selçuklu İmparatorluğu ile girmişler ve daha sonraki aşamalarda da hem Osmanlı  İmparatorluğu hem de  Türkiye Cumhuriyeti devleti sayesinde bin yıllık bir hükümranlığın yürütücüsü olmuşlardır . Bu nedenle , Osmanlı İmparatorluğu sonrasında savaş alanına dönen Türkiye’nin yeniden bölgeye dönebilmesi doğrultusunda Yeni Osmanlı vizyonları geliştirilmeye çalışılmaktadır . Merkezi alanda Büyük Orta Doğu Projesi isteyen Amerika Birleşik Devletleri ile onun yavrusu olan İsrail’in Büyük İsrail imparatorluğu kurma girişimleri de  , Türkiye Cumhuriyetini yeni bir anayasal yapılanmaya doğru sürüklemektedir .  Küreselleşme dönemi ile birlikte bölgeye gelen ABD ve İsrail ikilisinin planları doğrultusunda Türkiye’de bölgedeki yeni planlara uydurulmaya çalışıldığı için , Türk ulusunun önüne yepyeni bir anayasal düzenleme , referandum  uygulaması ile gündeme getirilmektedir . Avrupa Birliği için gerçekleştirilen on uyum paketi sayesinde değiştirilmiş olan Türk anayasası yeni dönemde bu kez Avrupa değil ama Orta Doğu yapılanması üzerinden  gündeme getirilmektedir .
S-4- Tam bu aşamada  referandrumzorunlumuydu ?
C-4-Anayasada belirtilen çoğunluk oyları ile anayasa değişikliği Türkiye  Büyük Millet meclisinde üçte iki çoğunluk sağlaysaydı , o zaman referanduma gerek kalmadan  anayasa değişikliği gerçekleşir ve  gerekli olan süreç tamamlandıktan sonra yeni anayasal düzenlemeler  hayata geçerilirdi .  Ne var ki , bu çoğunluk  Meclis oylamalarında sağlanamadığı için  , yeni anayasa maddelerinin Türk halkının onayına sunulması zorunlu hale gelmiş ve bu yüzden  referandum süreci başlatılmıştır .  Halk kitlelerinin doğrudan doğruya sandığa giderek kullanacağı oylar ile , yeni anayasa değişiklikleri referandum uygulaması üzerinden yürürlüğe girmiş olacaktır . Üçte iki çoğunluğu Mecliste sağlayamayan anayasa değişikliklerinin referandum yolu ile kesinleştirilmeleri  bugünkü Türkiye Cumhuriyeti anayasasının  gerekli olan  düzenlemesidir .
S-5- Referandum süreci nasıl geçiyor  ?
C-5-Halk oylamasına bir aydan fazla bir süre kalmışken , yaşanan olaylar ve gelişmeler dikkate alındığında  referandum sürecinin beklendiği gibi geçtiği söylenebilir . İktidar partisi “Evet” için kampanyalarını gerçekleştirirken , muhalefet  partileri  “Hayır” için yeni  politikalar geliştirerek  halk kitlelerini kendi yanlarına çekmeye çalışmaktadırlar . Bazan kampanyaların sertleşmesiyle beraber halk kitleleri içinde sıcak olaylar ortaya çıkabilmekte ,bazan da  yıllar süren demokratik rejimin bir kazancı olarak siyasal propoganda uygulamalarının belirli bir olgunluk düzeyinde gerçekleştiği görülmektedir . Şimdiye kadar  çok fazla sorunun yaşanmadığı bir süreç içerisinde referandum uygulaması tamamlanmaya çalışılırken ,sürecin sonuna doğru gelişmelerin hem hızlanacağı hem de sertleşeceği gibi bir olumsuz beklenti kamuoyunda yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır . Siyasal çevrelerin ve özellikle partilerin izleyeceği yollar referandum sürecinin netleşmesinde etkili olacaktır . Daha önceki dönemlerde yaşanan referandum süreçlerinden bugüne yansıyan siyasal deneyimler , sürecin şimdiye kadar olaysız ve çatışmasız tamamlanması için elverişli bir ortam yaratmıştır .  Türk toplumu beklenmedik bir biçimde önüne çıkan referandum olgusunun , olaysız ve belasız tamamlanabilmesi için elinden gelen özveriyi göstermektedir .
S-6-  Referandum nasıl sonuçlanabilir  ?
C-6- İktidar partisi  kendisini diğer partilerden ileride göstererek  kesin olarak “evet “ oylarının büyük bir çoğunluk ile halkın olumlu yaklaşımını öne çıkaracağını  ileri sürürken , muhalefet partileri de  “Hayır “ için çalışmalarını giderek artırırken  , “Hayır” oylarının ülkenin hayrına olacağı temasını sürekli olarak işlemektedirler . On beş yıllık iktidarın getirmiş olduğu yorgunluk ve yıpranma payı yüzünden  iktidar partisinin durumu kamuoyunda tartışma konusu olurken  , muhalefet partileri de genel seçimlerde yenemedikleri iktidar partisini  referandum sırasında geride bırakabilmenin arayışı içine girmişlerdir .  Demokratik rejimin vazgeçilmez unsuru olan siyasal partiler iktidar ve muhalefet kanatları olarak kamplaşırken , meclisteki dördüncü parti olan milliyetçi partinin , iktidardaki ılımlı islam partisinin doğrultusuna girerek , referandumda  “evetçi” cepheye dahil olması  yeni  siyasal gelişmeleri gündeme getirmiştir . Yirminci yüzyılın sonlarında Türkiye’de gündeme gelmiş olan askeri dönemin Türk-İslam sentezcisi politikaların bugünün koşullarında , milliyetçi ve İslamcı partiler arasında  yeniden  güncelleştirildiği görülmektedir . Bu referandum sayesinde bir araya gelmiş olan iki partinin önümüzdeki seçimler döneminde ortak bir liste ile hareket edeceği ve önemli bir oranda milliyetçi bir grubun iktidar partisinin listeleri üzerinden meclise girebileceği daha  şimdiden tartışma konusu haline gelmiştir .Referandum’un  “evet” ile sonuçlanması durumunda ortaya çıkabilecek erken seçim aşamasında bu iki partinin birlikteliğini  siyasal bütünleşme ile sonuçlanabilecektir .
S-7-Referandumdan “evet “  çıkarsa ne olur  ?
C-7-Referandumdan “evet” çıkması durumunda  iktidar partisinin yeni siyasal programı hayata geçme şansını yakalayacaktır . Bu durumda parlamenter demokrasiden başkanlık rejimine geçilecektir . Batı ülkelerinde görüldüğü gibi başkanlık sistemleri nasıl oralarda  eyaletler üzerinden  federasyon tipi devlet yapılanmalarına yol açıyorsa  Türkiye’de güney bölgesinde oluşturulmaya çalışılan yeni kantonlar ya da eyaletler üzerinden gelecekte bir federasyon yapılanmasına sahne olabilecektir .Batı blokuna dahil olan emperyal devletlerin merkezi bölgede oluşturmaya çalıştıkları federal yapılanmanın ,Türkiye’de de uygulamaya geçme aşamasına geldiği görülebilecektir . Türkçü ve İslamcı politikaların birlikte yürütüldüğü bir yeni dönemde Türkiye hem İslam dünyasında hem de Türk dünyasında   daha etkili politikalar geliştirme arayışına girecektir . Yıllardır Orta Doğu’nun  Müslüman ülkelerinde geliştirilmeye çalışılan Yeni Osmanlı vizyonuna paralel olarak , bu kez Türk dünyasında da  yeni bir Avrasya siyasetini  kendiliğinden öne çıkaracaktır . Rusya , Çin ve Hindistan gibi yeni emperyal güçlerin Avrasya bölgesine yönelik  saldırgan politikalarını dengeleyebilecek  ve Avrasya dayanışması doğrultusunda geliştirilecek  yeni politikalar ile Türkiye eskisinden çok daha farklı bir konuma gelebilecektir .
S-8- Referandumdan  “Hayır “ çıkarsa ne olur ?
C-8-Aydın kamu oyu bu durumun Türkiye için hayırlı olacağını , on beş yıllık iktidarın getirmiş olduğu  hegemon tek parti sistemi ile birlikte  ortaya çıkmış olan parti devleti  uygulamalarına son verilebileceği  tartışma konusu  olarak öne çıkmaktadır . Anayasa değişikliğinin red edilmesiyle birlikte parlamenter demokrasinin güçleneceği  ve bu doğrultuda meclisin de  eskisine oranla  daha  güçlü bir konuma geleceği  yeni bir dönem başlayacaktır .Başbakan ve hükümet konumunu korayacak ve böylece  ülke tek adam rejimine sürüklenmekten kurtulmuş olacaktır . Halk egemenliği eskisi gibi devam edecek , yasama organının görevlerinin başkanlık makamına terk edilmesi gibi  tekelci yaklaşım devreye giremeyecektir . Avrupa kıtasının yanıbaşında kurulmuş bir  cumhuriyet  devleti olarak Türkiye’nin daha demokratik bir siyasal yapılanma ile yoluna devam etmesinin önü açılabilecektir . Türk devletinin kurucuları tarafından getirilmiş olan ulusal , üniter ve merkezi yapılanması anayasanın değişmez ilkelerinde varlığını koruyacak ve bu doğrultuda ulusal kurtuluş savaşı sırasında Türk ulusunun kazanmış olduğu hakların korunması eskisi gibi anayasal koruma altında gerçekleştirilecektir .
S-9- Referandum  ertelenebilir mi ?
C-9- Referandumun ertelenmesi olgusu önümüzdeki günlerde gündeme gelebilir ve iktidar partisi bu doğrultuda yeni bir karar vererek  ve  referandumu olağanüstü hal durumunu dikkate alarak  geleceğe bırakabilir . Suriye’de tırmanan savaş durumu ya da güneydoğu bölgesinde terör gibi sıcak konular gerekçe gösterilerek  savaş hali durumu  ortaya çıktığı var sayılarak  referandum ertelenebilir . Nitekim bu doğrultuda bazı muhalefet partisi milletvekilleri önümüzdeki günlerde bir erteleme kararı ile referandumun geleceğe bırakılabileceğini açıkça ifade etmişlerdir .Yeni dünya düzeni daha tam olarak belirlenmeden  köklü bir anayasa değişikliğine gitmenin , Türkiye için yeni süreçte zaaf yaratabileceğinin anlaşıldığı aşamada  gene referandumun ertelenmesi gündeme gelebilir . Erteleme iktidar için bir zaaf olmayacak aksine , Türkiye’nin zaaf durumuna sürüklenmesini önleyecektir . Kamu oyu oluşturma şirketlerinin ortalığı karıştırmalarına fırsat vermeyerek  daha serin kanlı bir  değerlendirme, erteleme kararı yoluna doğru  Türk demokrasisini yönlendirecektir .Erteleme sonrasında ortaya çıkacak yumuşama ortamı erken seçim için elverişli olacaktır .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder